LEGO Batman 2 DC Superheroes İnceleme

Star Wars, Indiana Jones, Harry Potter, Pirates of the Caribbean gibi büyük serileri Lego evreniyle buluşturan Traveller’s Tales, 2008’deki ilk Batman oyunun devamı için Dark Knight Rises'la aynı zamanda çıkmaktan daha iyi bir zamanlama yapamazdı. İlk oyunu oynamışsanız karşınızda dört yılda oyunun ne kadar yol aldığını görüp şaşırabilirsiniz.

Lego Batman 2'nin en büyük özelliği, ilk kez bir Lego oyununda "açık dünya" tecrübesi yaşamamızı sağlaması. Gotham City, içinde kaybolabileceğiniz kadar büyük bir şehir. Oyunun hikâye modu genelde sizi görevden göreve taşımıyor. Harita üzerinde taramalar yapıp bazı noktalar keşfediyor, bunlar arasında seçim yapabiliyorsunuz veya yapmıyorsunuz. Canınız biraz puan toplamak istiyorsa şehri karış karış gezebilir, parçaları kırabilir, gizleri bulabilirsiniz. Oyunun ilk etaplarında bazı yerlere gidebilmeniz için hikâye modunda ilerlemeniz şartı konsa da, şöyle beş saat sonra Gotham City ve ona bağlı tüm dallar ayaklarınızın altında.



İsterseniz yaya dolaşın, isterseniz özel yarasa araçlarınızı deneyin. Hem Robin’in hem de Batman’in bu araç özgürlüğü gezme işlemini oldukça keyifli hale getiriyor. Konuya Superman dahil olduğundaysa artık uçabilir de olacağınız için, oynanış mekanikleri biraz daha değişiyor. Gözleriniz yerdeki en ufak Lego parçalarını görmeye alışmışken bir anda gökyüzünde parçalar arıyor, yollar keşfediyorsunuz. Bazı kontrol sorunları hariç uçmak cidden harika.

Bir evrenin Lego'laştırılması her zaman tutacak bir formül değil bu, ama Batman 2’de tam kıvamında tutmuş. Ara sahneleri izleyip görevlere atlayınca karşılaşacağınız her bölüm aslında bir “bulmaca”. Çıkış noktasına nasıl gideceksiniz? Aklınızdaki tek soru bu olacak. Genelde tek bir çıkış yolu var ve başlarda değilse de oyunun ilerleyen kısımlarında buları bulmak keyifli hale gelebiliyor. Bazen de ucuz numaralar yüzünden sıkıyor. Kırmayı unuttuğunuz, parlamasını göremediğiniz bir Lego parçası yüzünden tüm bölümü tekrar tekrar gezebiliyorsunuz. Ekranı bölerek yapay zekâyı bir arkadaşınıza da devredebildiğiniz için “takım oyunu” Lego Batman 2'nin en büyük artılarından biri ama çıkışa gidebilme konusunda yaratıcılığımızı değil de mekanizmaları sırasına göre düzenleme yeteneğimizi sınaması, hardcore oyuncuları biraz boğabilir! Farklı renkli boyaları toplamak, onları ilgili borulara boşaltmak, arkasından çıkan kapıya elektrik vermek, kulağa geldiği kadar keyifli oyunda da... 



Biliyorsunuz ki Batman ile Robin sıradan insanlar, bu yüzden onları oyunda özel kılmak adına “kostümler” üzerinden ilerleniyor. Örneğin Batman’in görünmez olduğu, çok güçlü olduğu, sert cisimlere yapışıp patlatan bomba atarı, elektrik verdiği ve elektrikten etkilenmediği; Robin’in ise su altına dalabildiği, zehirli toksinlerden etkilenmediği, kimyasalları toplayabildiği, akrobatik hareketlerini kullanabildiği pek çok kostüm bulunuyor. Bu kostüm özelliklerine göre de bölümler olabildiğince itinalı tasarlanmış. Bazen hızlı düşünmeniz gerekiyor, bazen hızlı davranmanız. Açgözlü legokolikler de bölümün başında giremediği ama sonra kazanacağı kostümle geriye doğru gidip yeni arenalar görebilir.


Sonuçta Lego Batman 2: DC Super Heroes'da karşılaştığımız manzara bizi mest etmeye yetti. Bir arkadaşınızla oyunu oynayabilecek olmanız, görsel ve içerik bakımından son derece detaylı, oynanış süresi olarak doyurucu, karakter çeşitliliği bakımından derya (50'den fazla karakter yüzünü gösteriyor) ve matraklık bakımından da herkesi gülümsetecek kadar zekice yazılmış diyaloglara sahip.

Giriş yapmak istediğiniz aboneliği seçiniz.