Oyuncular için yılın en beklenen dönemi geldi çattı. Yaz ayları boyunca detayları açıklanan oyunlar bir bir piyasaya sürülmeye başlanıyor. Bu senenin en fazla beklenenlerinden bir tanesi olan Battlefield 3 de bu listede elbette.
DICE’in Bad Company 2 ile elde ettiği büyük başarıyı devam ettirmek istediği ve geliştirdiği yeni FrostBite 2 motoru ile savaş deneyimini en gerçekçi şekilde yansıtacağını iddia ettiği Battlefield 3 nihayet karşımızda. Raflardaki yerini almadan yayınlanan her yeni videoda oyuncuların kalp atışlarını hızlandırmayı başaran yapıma en sonunda kavuştuk.
[editor:DICE’in kendini aştığı bir oyun olmuş Battlefield 3]
Mermilerden Duvar Yapmak
Battlefield 3’ün duyurulmasından oyun çıkana kadar ki süreçte yapımcılar tarafından özellikle ön planda tutulan bir takım özellikler vardı. Bunlar ilki, bu zamana kadar “çoklu oyunculu” modlarıyla oyuncuların kalbini kazanmış serinin tek kişilik moduydu. Bad Company serisi ile senaryoyu da oyuna katan yapımcılar, bu zamana kadar bu anlamda çok da başarılı olamamışlardı. “Yeni oyuncuları seriye çekmek için geliştirdik senaryo modunu” diyordu DICE. Beklentiler her yeni video ile o kadar yükseldi ki, karşımıza gelen senaryo modu ufak bir hayal kırıklığına sebep oldu.
Senaryo modu, son Call of Duty oyunlarından alışkın olduğumuz “yarı sinematik” bir şekilde başlıyor. Yönlendirdiğimiz karakterin adını dahi bilmeden, elimizdeki kelepçeyle birlikte karşımıza çıkan az sayıdaki düşmanı yok ediyoruz. Arkasından bir Rus tarafından yakalanıyoruz. Aksiyon anlamında oldukça yükse dozda oyuna giriş yapsak da, oyunun ilerleyen kısımlarında bu aksiyon bir anlamda düşüşe geçiyor.
Oyun boyunca birden fazla karakter yönlendirsek de, oyunun senaryosu Blackburn isminde bir çavuşun sorgulama esnasında söyledikleri üzerinden devam ediyor. Blackburn anlattıkça anlattığı anlara gidip o sahneleri oynamaya başlıyoruz. Çok kısa süre önce Black Ops’da benzer bir anlatım gördükten sonra yapımcıların böyle bir anlatımı seçmeleri oldukça ilginç. Sanki Amerika'yı tekrar keşfediyoruz.
Oyunun ilerleyen bölümlerinde aksiyonun düştüğünden bahsetmiş olsak da, ortalamanın hiç fena olmadığını söylemekte fayda var. Uçak ve tank bölümleri, her tarafın yıkıldığı açık alan çatışmaları; sessizce ilerlemek ve susturucu silahlarla düşmanları indirmenin önemli olduğu gizlilik bölümleri ile senaryo akıp gidiyor. Bu hızlı geçen bölümlerde tek eksik taraf, arka planda dönen senaryonun anlatım açısından biraz zayıf kalması. Evet, nefes kesen çatışma sahneleri oluyor ama o çatışmalara neden girdiğimize dair senaryo metinleri biraz arka planda kalıyor. Bu da arada da olsa senaryoyu kaçırmanız anlamına geliyor.
Oyundaki yapılar yerle bir olabiliyor. Tabii bu önceden planlanmış bir yıkım. Siz bir de çok oyunculu modda'kileri görün.
Oyunu hala oynamamışsanız keyfinizi kaçırmamak adına senaryo hakkında fazla bilgi vermeyelim. Ama genel anlamda senaryonun Amerika Birleşik Devletleri tarafından İran-Irak’a yapılan müdahaleyi anlattığını ve burada nükleer silah arayışına girmesinden bahsettiğini söyleyelim. Zaten ana savaş da Amerikan Ordusu ile “PLR” olarak kısaltılan bir topluluk arasında geçiyor.
Teknik Aksaklıklar
Battlefield 3’ün senaryo modu oyunun ana kısmını oluşturmadığı için birçok eksikliğe de sahip. Öncelikle senaryo modu oldukça kısa, en zor seviyede bile 5-6 saatte kolaylıkla bitirilebiliyor. Bunların dışında genel havası, oyuncuları çoklu oyunculu kısma hazırlıyormuş gibi bir düzende ilerliyor.
Tek kişilik modda eleştirilecek en büyük taraflardan bir tanesi kesinlikle yapay zeka. Düşmanlar sizin arkanızdan dolaşmaya çalışıyorlar; sizi daha iyi görebilecekleri açılara geçiyorlar. Buraya kadar her şey güzel gitse de, bunları yaptıktan sonra içerisine girdikleri durumlara açıklamak getirmek oldukça zor. Bazen düşmanlar sizin arkanıza geçiyor, ancak sizi görmeyerek oldukları yerde duruyorlar. Ya da bir anda sizin ekibinizin arasına geliyor; yine hiçbir şey yapmadan sağa sola koşturmaya başlıyorlar.
Yapay zeka hakkında söylenecek bir diğer olay ise, oyunun genelinde her ne kadar geçerli olmasa da bazı bölümlerde düşmanların yalnızca sizin üzerinize doğru ateş etmeleri. Battlefield 3 bir “ekip” havasına kesinlikle sahip ve oyunun büyük kısmında Call of Duty’deki gibi “tek kişilik ordu” havasından oyuncuları uzaklaştırıyor. Ancak bazı bölümlerde de tam tersi bir yol izleyip sadece sizin üzerinize yükleniyor.
Bazı grafiksel hatalar da oyunda mevcut. Tankların içinden geçen düşmanlar, duvarları delmeden bir hayalet gibi akıp giden mermiler veya bir türlü kırılmayan camlar da (görünüm olarak) zaman zaman keyifleri bozabilir. Ama bu söylediğimiz hatalar oyunda çok nadir gerçekleşiyor ve genel anlamdaki atmosferi bozmuyor.
Dillere destan bir tank görevi, atmosfer mükemmel
İşin Asıl Boyutu Burada
Tek kişilik mod her ne kadar kusurlu olsa da, yapımcıların ve genel anlamda Battlefield serisinin asıl uzmanlık alanı da tabii ki çoklu oyunculu kısım. Battlefield 1942’den bu yana devasa haritalarda kıran kırana geçen mücadeleler, çok oyunculu mod’da hiçbir oyunun başaramadığı kadar iyi araç kullanımları ve atmosfer serinin bu anlamda en iyi olmasını sağlayan etkenler olsa gerek. DICE de bu başarılarının arkasına saklanmak yerine, Battlefield 3 ile birlikte bu süreci biraz daha geliştirmiş durumda. Karşımızda, bu zamana kadar gördüğümüz en iyi çok oyunculu tecrübe duruyor.
Çok iddialı bir giriş gibi gözükebilir, ama işin aslı da yukarıda söylediğimiz gibi. Zaten seri Bad Company 2 ile birlikte bu alanda lider olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı. Sağdan soldan akan araçlar, tam zafer kazanacağınız bir tepede üstünüze bomba bırakan jetler ve “takım” ruhu serideki tecrübeyi çok iyi yerlere getirmişti. İşte bu tecrübe bir takım yenilikler ile geliştirilmiş, bugünlerde oynanacak en iyi oyun konumuna getirmiş Battlefield 3’ü.
“Battlelog” ilk duyurulduğunda çok sayıda oyuncu tarafından tepki çekmişti. Yeni sisteme göre Battlefield 3’ün çok oyunculu kısmı Battlelog ismindeki tarayıcı arayüzünden hareketle çalışacaktı. Randımanlı olup olmayacağı hakkında konular sürüp giderken oyun çıktı ve yapımcıların oldukça yerinde bir karar verdiği anlaşıldı. Battlelog sistemi, internet tarayıcınız aracılığı ile oyun hakkında tüm detaylara ulaşmanızı sağlıyor. Ayarları tarayıcı arayüzü ile değiştiriyor, oynadığınız oyunlar hakkında detaylı istatistiklere buradan ulaşıyor; dahası arkadaşlarınızı ve onların istatistiklerini görebiliyor ve istediğiniz sunucuları seçerek vakit kaybetmeden oyuna başlayabiliyorsunuz. Kendi müfrezenizi kurup ücretsiz olarak sunulan sesli iletişim sistemi sayesinde tek bir müfreze halinde sunucualra girebiliyorsunuz. Üstelik sistem bu kadar yoğun bir veri akışına sahip olmasına rağmen hiç yavaşlamıyor; bu da internetin en güzel kullanımlarından biri olsa gerek.
Battlelog yeni bir çağın habercisi. Bunu diğer oyunlar da takip ederse şaşırmayın.
Battlefield serisinin çok oyunculu sistemi az çok biliniyor ancak kısaca özetlemekte fayda var. Oyuna girdiğinizde alabileceğiniz dört farklı sınıf mevcut. Bunlar “Assault”, “Recon”, “Engineer” ve “Support” olmak üzere tamamen oyuncunun yetenek ve isteklerine göre ayarlanmış durumda. Üstelik bu sınıfları seçtiğiniz zaman, kendilerine ait özel ekipmanları da kullanmak zorunda kalmıyorsunuz. Ekipmanlar üzerinde istediğiniz gibi değişikliklere gidebilir, “Engineer” sınıfını yaptığınız değişiklikler ile “Assault” konumuna getirebilirsiniz.
Çok oyunculu’da birbirinden farklı ve mücadeleye uygun 9 harita bulunuyor. Bazı haritalar açık alan savaşlarına izin verirken, bazılarında çatışmaların çok daha ölümcül olduğu koridorlar bulunuyor. Haritalara göre oyun taktiklerini değiştirmek; hatta sınıf ve ekipman tercihlerini uyarlamak oldukça önemli. Sınıf demişken, oyunda yer alan “seviye” sisteminden de bahsetmek gerekiyor. Son dönemdeki popüler tüm FPS oyunlarında olduğu gibi Battlefield 3’te de bir sınıf sistemi var ve savaşlarda kazandığınız puanlara göre değişiklik gösteriyor. Sınıf ve seviye atladıkça yeni ekipmanlar açılıyor ve bu ekipmanları kullanarak silahlarınızı çok daha etkili hale getirebiliyorsunuz. Ekipman çeşitliliği o kadar fazla ki, sadece silahlar değil araçlara dahi eklemeler yapabiliyorsunuz.
Bu modun en büyük özelliği ise sahip olduğu oyun modları olsa gerek. Tam altı tane oyun modunda oyuncular rakiplerine karşı üstünlük sağlamak için mücadele ediyorlar. Bu modlar içerisinde klasik Battlefield modu olan Conquest de bulunuyor. Çok oyunculu anlamında ekleyeceğimiz son şey ise, oyunun Dedicated sunuculara destek veriyor olması.
Çok oyunculu modun bir de Co-Op kısmı var. Burada bir oyuncuyla beraber sırf bu bölüm için yapılan görevleri yerine getiriyorsunuz. Eğer çok oyunculu mod'da tecrübe etmemişseniz ilk helikopter uçuşunuzu da burada yapıyorsunuz. Gene çok oyunculu modda kullanabileceğiniz bazı silahları ilk önce burada puan toplayarak açabiliyorsunuz. Co-Op görevlerinin hepsini yerine getirip tüm silahları açtıktan sonra buraya çok uğrayacağınızı sanmıyoruz. Nasılsa silahları aldıktan sonra tüm ek özellikleri o silahla oynadıkça açabiliyorsunuz.
Oyunda yanlızca oynadığınız sınıfla puan kazanıp o sınıfa ait ve genel özellikleri açmak değil ayrıca her silahın üzerine konabilecek dürbün, susturucu vb parçaları da açmaya çabalarsanız oyunun aylarınızı yiyeceğini söylememize gerek yok herhalde. Battlefield 3, en iddialı olduğu büyük çaplı savaş alanlarında kendisini çok ama çok iyi gösteriyor.
Takım oyunu oynamak çok önemli
FrostBite 2 ve Ötesi
Tabii Battlefield 3 öncesi yayınlanan videolarda en fazla dikkat çeken özellik grafiklerin ve genel anlamda atmosferin mükemmelliği idi. DICE’in yarattığı FrostBite 2 motoru videolarda oldukça başarılı gözükse de, performans anlamında neler yapacağı da merak ediliyordu.
Öncelikle, FrostBite 2 sayesinde Battlefield 3 şu günlerde en iyi grafiklere sahip oyunlardan bir tanesi. Özellikle “grafik” anlamında karşılaştırıldığı Crysis 2’yi oldukça rahat geçen oyun, bu başarısını göstermek için de iyi sistemlere ihtiyaç duyuyor. Yapımcılar tarafından önerilen sistem gereksinimlerinde ekran kartı kısmında NVidia’nın GTX560 modelinin olduğunu söylemekte fayda var. Bu da oyunun 1-2 senelik makinelerde pek de randımanlı çalışmayacağını, son teknolojileri kullanan kasalarda daha iyi performans vereceği anlamına geliyor.
FrostBite 2 motorunun getirdiği en büyük yenilik ise grafiklerdeki kaliteler değil, yıkılma olayı. Oyun boyunca çevrenizdeki birçok yapı yıkılabiliyor. Arkasına saklandığınız duvarlar birkaç darbe sonrasında yerle bir oluyor. Bu durumun oynanışa doğrudan etki ettiğini söylemeye gerek yok elbette. Üstelik bu “yıkım” durumu sadece ufak duvarlar için değil, devasa binalar için de geçerli. Patlayan bir arabadan kaçarken üzerinize yıkılan büyük bir duvarın altında kalabilirsiniz.
Battlefield serisinin bu zamana kadar en başarılı olduğu konulardan bir tanesi de ses ve müziklerdi hiç kuşkusuz. Bad Company 2 ile birlikte bu anlamda zaten kendisine hayran kitlesi oluşturmuş olan yapımcılar, “Battlefield 3 için tüm sesleri yeniden kaydediyoruz” diyerek var olan hayranlığı çok üst boyutlara çekti. Ve oynarken zaman zaman dikkat edeceğiniz gibi gerçek bir savaş atmosferine giriyorsunuz ve bunun en büyük sebebi ses efektleri.
Toparlamak gerekirse, DICE Battlefield 3 ile birlikte çok muazzam bir işe imza atmış durumda. Her ne kadar senaryo modu oldukça kısa ve teknik hatalara sahip olsa da, DICE’in göreceli olarak yabancı olduğu bir başlık olması affedilebilir kılıyor. Çok oyunculu kısımda ise yargılanacak hiçbir şey yok neredeyse. “Takım oyunu” ruhunu savaş oyunlarında seviyorsanız piyasadaki en iyi oyun Battlefield 3. Senaryo modu 6 saat civarında sürse de, çok oyunculu kısmını en az 200 saat oynacağınız konusunda sizi uyarmakta fayda var.
2011’in en iyi oyunu olur mu? Bunu kesin olarak söylemek biraz zor ama en büyük adayı olduğu kesin.